Sohu Taşı Geleneği İmece Kültürünün Bir Ögesidir
07 Mayıs 2022 - 11:26
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Somut Olmayan Kültürel Miras” listesinde yer alan imece kültürü, bir Mahalle veya köyün içinde işlerin gönüllü olarak ve el birliği içinde yapılması olarak bilinir.
Türk kültüründe toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneklerden biri imece geleneğidir. Anadolu'nun daha çok kırsal bölgelerinde yaşayan insanların sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını ortaklaşa bir düzen içerisinde karşılamalarını anlatan bir toplumsal dayanışma örneğidir. Bu gelenek geçmişten günümüze uzanan kültürel bir mirastır. Bu mirası milletimiz muhafaza etmesini bilmiştir.
Halk Kültüründeki bazı Toplumsal uygulamalar sayesinde insanlar kendilerini yalnız görmeyerek, ortaya çıkan her türlü sorunun çözümünde içinde bulunduğu grubun desteğini yanında bulmaktadırlar.
Kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılması, yeni katılan üyelerin topluma uyum sağlaması ve toplumda var olan düzenin sürekliliğinin sağlanması için o toplumun üyeleri arasında bir dayanışmanın bulunmasını gerektirmektedir.
İmece usulüyle yaygın bir biçimde yapılan ve toplumsal dayanışma gerektiren işlerden bazıları şöyle özetlenebilir; Tarlanın sürülmesi, ekinlerin biçilmesi, mahsulün taşınması, sebzecilik ve meyvecilikle ilgili işler, hayvanların kışlık yiyeceklerini tedarik etme, kışlık yiyecek-içeceklerin hazırlanması, kilim, hasır dokuma ve benzeri çeşitli işler, dul, yetim, kocası gurbette olan kadınlar ve yaşlıların işleri, fakir ve yetim olanların çeyiz ve düğün işleri, sel, deprem ve yangın gibi doğal afetlere uğrayanların evlerini yapmak veya tamir etmek, yol, köprü okul, cami, köy odası yapımı ile ilgili işler, köye gelen misafirlerin ağırlanması gibi sıralanabilir.
SOHU TAŞI GELENEĞİ, İMECE KÜLTÜRÜ VE TURİZM
Sohu taşı geleneği imece kültürü, turizmde kullanılabilecek bir örnek olarak da değerlendirilebilir.
Köy veya Mahalle içerisinde yapılan ağırlama ve konaklama işlerinin her bir basamağında kültürel mirasın bir parçası olan imece kültürü de yer alabilir.
imece usulüyle yürütülen turizm faaliyeti sayesinde misafirlerin de imece usulüyle yapılan işlere katıldığı ve unutulmaya yüz tutan böyle bir kültürün turizm sayesinde hatırlanması ve uygulanmaya başlanması ile yöresel kazanımlar da elde edilebilir.
UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DEĞERLERİMİZDEN MAHALLE KÜLTÜRÜ
Anadolu’da Köy veya Mahallede yaşayan herkes adeta büyük bir ailenin ferdi gibidir. Biri hasta olduğunda bakımı yapılır, ona yemek götürülür, yaşlılar sık sık ziyaret edilerek alışveriş ihtiyaçları karşılanır. Bu yardımlaşma, mahalle ruhunun değerli bir özelliğidir. Mahalle kültürünün en güzel yanlarından biri de koşulsuz dayanışmadır.
Mahalleye girdiğin an evine girmiş kabul edebilirsin kendini. Evine gelmişsindir. Kimi görsen ailendendir. Çekinmeden kapıyı çalabildiğin, bende yoktu sende var mı denilen yer Mahalledir.
Kaybolmaya yüz tutan, bizi biz yapan, karakterimize şekil veren değerlerimizden birisi Mahalle Kültürüdür. Mahalle Kültürünün yapı taşlarından birisi ve en önemlilerinden birisi ise Sohu Taşıdır.
MAHALLE KÜLTÜRÜNDE SOHU TAŞININ YERİ
Sohu: Buğdayın dövülerek yarma haline getirildiği, sarımsağın ezilerek kışlık çemen ve sucuk pastırma yapımında kullanılması, üzümün ezilerek kışlık yiyecek olarak küplere basılması, pirinci kabuğundan ayırmak ya da bulgur dövmek için kullanılan oyma taştan dibek.
soku kelimesindeki k harfi, aslında k ile h arasında bir sestir, genizden söylenir,
SOKU, basit bir üretim aracı olmasına rağmen tarım toplumundaki rolü büyüktür. ayrıca kırsaldaki sosyal yaşantıda da önemli yeri vardır.
Çok az aile kendi buğdayını, sarımsağını kendisi dövecek kadar iş gücüne sahiptir. Kışlık buğdayın kazanlarda kaynatılması, serilerek kurutulması, sokuda dövülmesi bir ailenin bir günde altından kalkacağı iş değildir. O nedenle mahalle dayanışması gerekir.
Zaten verimli soku dövme işi için üç-dört tokmağın aynı anda kullanılması gerekir ki bu da en az dört yetişkin erkek demektir. Bu nedenle mahalleli, her harmandan sonra her gün bir veya iki ailenin ihtiyacını karşılayacak şekilde, bir iki hafta ortak çalışarak. Tüm komşuların buğdayını sokuda dövüp bitirirler.
SOKU DÖVME, “İMECE”NİN EN GÜZEL ÖRNEĞİDİR.
MAHALLELİNİN BULUŞMA YERİ SOHU TAŞI BAŞIDIR
MAHALLE KÜLTÜRÜNDE SOHU TAŞININ YERİ
EĞLENEREK KAYNAŞARAK İMECE USULÜ İLE KIŞLIK HAZIRLAMA
soku dövme günleri mahallenin bayramı gibidir. Bu kültür, Köy veya mahalle kadınları ya da erkeklerinin bir araya gelip birbirlerini tanımaları için de fırsattır,
soku dövmek sevimli bir güç gösterisine döner. mesela tokmağı çok hızlı kullanıp, kendinden önce tokmağı sokuya indirmiş gencin tokmağını kaldırmasına fırsat vermeden, tokmağının üzerine tokmak vurabilmek, gençler arasında takdir edilen bir harekettir, her ne kadar tokmağa gelebilecek zarardan ötürü büyükler hoş karşılamasa da. tokmağı vururken ses getirebilmek de muhakkak ki çok önemlidir.
SOHU HİKAYELERİNDEN BİRİ:
-Hay Allah! Mustafa, sen miydin? ben de evde otururken baktım pat, pat, pat, pıt, pat, pat, pat, pıt diye diye sesler geliyor, sandım ki sokuya dördüncü erkek yok, kızlardan birine vermişler dördüncü tokmağı. gideyim de yardım edeyim dedim.
soku taşı genellikle mahalle veya köyün meydanında durur. zengin evlerin kendi sokusu olur. kullanılmadığı zamanlarda kuşlar içsin diye içine su konulur.
TAŞ SOHULARDAN SOFRALARA...
TAHILLARIN SOFRAYA YOLCULUĞUNDA ÖNEMLİ BİR KÜLTÜR
BUĞDAYIN SOHU TAŞI SERÜVENİ
Yarma yapılacak buğday kaynatılır. güneşe serilerek kurumaya bırakılır. buğday tam kurumadan, hafif nemliyken, 10-20 kiloluk partiler halinde sokunun içindeki oyuğa konulur ve tahta tokmaklarla dövülür. Dövülen buğdayın kepeği, sürtmenin etkisiyle buğdaydan ayrılır. Kepekler rüzgarda savrularak atılır. Bu kepeği ayrılmış buğdaya yarma denilir. Aşure yapımında kullanılan buğdaydır. Yarma değirmende kırılarak bulgur elde edilir. Kalın taneli bulgur, bulgur pilavı ve tarhana yapmakta kullanılır. Orta taneli bulgurdan çiğ köfte, ince çekilmiş bulgurdan da düğü pilavı ve kısır yapılır. Buğdayın sokuda dövülmesine “soku dövmek” denir.
Buğdayın dövüldüğü tokmakların sapları kazma sapı gibidir yalnız biraz uzuncadır. tokmak başı orta boy bir karpuz büyüklüğünde olup, armut şeklindedir. en verimlisi aynı anda üç-dört tokmağın birden kullanılmasıdır. her birinde bir tokmak bulunan dört genç soku taşının çevresinde dizilirler ve ellerindeki tokmakla soku taşının içindeki buğdaya sırayla vururlar. vuruşun şiddetini artırmak için, gençler tokmağı havada geniş bir daire çizecek şekilde savurup, güçlerinin yettiği kadar hızla sokunun oyuğundaki buğdayın üzerine indirirler. soku taşındaki içine buğdayın konulduğu oyuğun çapı, tokmak çapından biraz büyüktür( buğday sağa sola saçılmasın diye). hem tokmağı mümkün olduğunca hızlı indirip hem de soku taşına değdirmeden oyuğa oturtmak maharet isteyen bir iştir.
Sonra dibekten çıkarılan buğday, hasır üzerine dökülür ve diğer işlemlerden geçirilir. İyice temizlenen buğdayı, güneşe serip kurutulur. Böylece buğday bu tür aşamalardan geçerek soframıza kadar ulaşır.
SARIMSAĞIN SOFU TAŞI SERÜVENİ
Develi’de kışın her evin tükettiği lezzetlerden olan çemen, sucuk ve pastırma yapımına ekim ayı içerisinde her mahallede rastlanır.
Develi’nin yerli sarımsakları her mahallede bulunan sohu taşlarında önce dövülür sonra sürtülerek ezilir. Yaklaşık bir saat sohu taşı içerisindeki sarımsaklar kendi suyu ile köpürecek hale gelinceye kadar sürtülür.
Ezilmiş sarımsakların içerisine yerli toz biber, kimyon ve tuz eklenip iyice karıştırılarak elde edilen Çemen tahta teknelerde bir süre bekletilir. Daha sonra
Toprak çömleklere konur. sofralar için hazır hale getirilir.
Bu şekilde elde edilen çemen koku yapmaz, sarımsaklar vitaminini kaybetmez
Sarımsak tokmağı ile Buğday tokmağı arasındaki fark Buğday tokmağı büyük olur.
KURU ÜZÜMÜN SOHU TAŞI SERÜVENİ
İlçemizde yaygın olan bağcılık sayesinde elde edilen üzümler pekmez yapımı dışında kurutulduktan sonra sohu taşında ezilerek çömleğe basılır. Hane halkı tarlaya çalışmaya gittiklerinde bu üzüm ezmesini bulamaç yapıp ekmek doğrayıp yerlerdi.
ELDE EDİLECEK DEĞER:
Bereketli topraklarıyla bilinen Develi Ovası, binlerce yıldır tarımın her türlüsüne ev sahipliği yapmış ve tarım faaliyetleri, halkın ana geçim kaynağını oluşturmuştur.
Tarım toplumlarında harman ve hasat gelenekleri, Mahalle kültürü çerçevesinde, geçmişten günümüze yaşayan ve yaşatılan Kültürel değerlerden birisi olan Sohu taşı geleneğin sürdürmesi ve yeni kuşaklara aktarılması geçmişten geleceğe bir köprü sağlamış olacaktır.
TARİHİ TECRÜBELERLE ATİ’NİN AYDINLANMASINI SAĞLAYABİLİRİZ
Derleyen Nezir Ötege
YORUMLAR