Özel Haber/ Develi'de epçe köyündeki "Taş Ata tarihe ışık tutacak

Develi ilçemiz Epçe Köyündeki kadim Türk geleneklerinden biri de Türk mezar taşı kültür varlıklarıdır. Bu kapsamda Epçe Köyü eski mezarlığında Epçe Sultan Türbesi civarında bulunan Selçuklu ve Osmanlı dönemi bezemeli mezar taşları yanında bulunan “Taş Ata, Taş Baba” mezarı da Epçe tarihine ve Develi tarihine ışık tutacaktır.

Özel Haber/ Develi'de epçe köyündeki "Taş Ata tarihe ışık tutacak
03 Aralık 2021 - 10:47
 
Kültür envanteri ve tarih Araştırmacıları tarafından, Epçe Köyündeki tarihi mezarlık içerisindeki mezarı bulunan  Taş Baba’nın Epçe Sultan dan önce mi geldiği Epçe Sultan ile birlikte mi geldiği ya da daha sonradan mı geldiği konusunda araştırma yapmaları beklenmektedir.






TAŞ BABA,  Eski Türk medeniyetlerinde  mezar taşı anlamına gelir. Orta Asya'da özellikle Altay ve Tuva'da MÖ üçüncü binyılın sonları ile ikinci binyılın ilk yarısından beri yapılan bu taştan heykel biçimli mezar taşı (taş baba) kavramı, Göktürk döneminin yansımalarıdır.
Bu konu ile ilgili olarak Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Doç.Dr. Aslı Sağıroğlu Arslan’ın Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/3 2017 s. de yayınlanan makalesinden alıntı:






“TAŞLAR KONUŞUR”: TÜRK MEZAR TAŞLARININ BİÇİM DİLİ
Asya Türk medeniyetlerinden Göktürklerin ve Uygurların taş baba ve taş nineleri (ki bunlar taş heykellerdir ) kültürü bulunmaktadır.









     Göktürklerden kalma geleneklerde vefat edenlerden erkek olanlarına “taş baba”, kadın olanlarına ise, “taş nine” adı verilmekte idi. 
Karadeniz’in kuzeyindeki geniş bozkırlardan, doğuda Moğolistan’a kadar uzanan geniş arazide yer alan binlerce taş heykel ve balbal, Türk tarihinin eski çağ ve orta çağda en önemli kültür varlığını oluşturmaktadır (Belli, 2002: 913).
Göktürk Dönemi’ndeki mezar taşı heykelleri taşnine – taş babaları biçimsel özellikleri ile Uygur Dönemi’nde de (745-840) devam etmiştir. 







Taş babalar Göktürkler ve Uygurlar Dönemi’nde yani İslamiyet öncesi dönemdeki mezar taşlarının biçimlendirilişleri, İslamiyet sonrasına özellikle Anadolu’ya geleneğin uzantısı olarak yansımıştır. Anadolu Selçuklu Dönemi’nde mezar taşları, taş nine ya da taş baba şeklinde yapılmamakla beraber; figürlü mezar taşları ile karşılaşılmaktadır.






MEZAR TAŞLARI, TAPU SENEDİDİR
Mezar taşları bir milletin varlığını kanıtlayan, tapu senetleri niteliğini taşıyan en önemli taşınabilir tarihî eser ve belgelerdir. 



 İslamiyet’in kabul edilmesine kadar Asyatik unsurları mezar taşı geleneklerine de yansıtan, mezar taşlarını heykele dönüştüren Türkler; İslamiyet’in kabulüyle İslam’ın etkisinde kalmışlardır. Ancak Orta Asya’daki geleneklerini tamamıyla terk etmemişler, İslam kültürü ve İslam öncesi geleneklerini sentezleyerek; mezar taşı yapma alanında kendilerine has çözümler üretmişlerdir. 











Bunun en güzel örnekleri kuşkusuz Osmanlı mezar taşlarıdır. Siluetleri ile stilize insanları andıran Osmanlı şahideleri, 17. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar gerek başkent İstanbul’da; gerekse Anadolu’daki mezarlıklarda biçimlenişleri ile dikkat çekmektedirler. Gün geçtikçe doğal şartlar ve özellikle bakımsızlık ve insan tahribatı ile yok edilmekte olan bu sanat eserlerinin ve birinci kaynak belgelerin envanterlenip korumaya alınması gerektiği ve bu koruma bilincinin genç
kuşaklara da kazandırılması gerektiği tartışılmaz bir gerçektir.
Nezir Ötegen 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum