Hep aynı söylemler

Her yanmanın ardından suçlu aranıyor.
Alınan kararlar beğenilmiyor. 
Vur abalının sırtına, eskiler böyle derdi. 
Sadece Türkiye değil, dünya bu virüsle mücadele ederken bu işlerin tek sorumlusu AK Parti hükümeti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı suçlamak biraz bencillik, birazda sorumsuzluk içermiyor mu?
Bu virüsü AK Parti bulaştırmadı.
Bu virüsü Çinden getirmedi. 
Bence elinden geldiğince de kriz yönetimini iyi yapıyor. 
Nasıl?
Dünya ölçeği belli. 
Dünyanın süper güçleri diye tarif ettiğimiz devletlere bir bakın, nüfusa göre ölüm oranları ve hastalığın yayılma hızlarına bakın. 
En önemlisi ise, bu ücretlerin hepsi ücretsiz. 
Biraz insaf edelim isterseniz.
Dünyanın en büyük başkentlerinden birsinde TOKYO da turist iseniz ve hastalandığınızda hastaneye paranız varsa gidersiniz. Şeker yüklemesi 500 yen.
İsterseniz bir de bu tarafından bakalım. 
Aşı bedeva, hastane hizmetleri bedava, ilaç bedava.
Test bedava. 
Gelelim sizden gelenlere;
Efendim filyasyon ekipleri geç geliyormuş, 112 gelmemiş gibi işlemler aşılacak işlemler. Okuyucumuz 112 nin önce kendilerini dinlediğini acil ve korona hastalarının yoğunluğundan geç geleceklerini bildirmiş.
Filyasyon ekipleri korona virüs hastalarının 10 günü tamamladıktan iki gün sonra ancak gelmişler gibi serzenişleri var. 
Sağlıkçılarıda güvenlik güclerimizinde işleri rast gelsin. 
Güçleri yettiğince bizim için çalışıyorlar. 
Bazı şeyler hoş görün ne olur. 
Gün birlik zamanı. Gün var olma mücadelesini destekleme zamanı. 
Arkadaşlarım! 
On beş sene önce birisi size Pınarbaşı ya da Sarızdaki çok acil hastaya devlet Ambulans Uçak ya da helikopter gönderecek dese inanırmı idiniz.
Ben sadece aramızdaki eski ile yeni farkı göstermek adına yazdım. 
Kimse yanlış anlamasın. 
İktidarlar kimseye baki kalmamıştır. 
Bu sebeple eleştirirken, biraz izan, biraz vicdan, birazda Allah korkusu olması lazım. 
Neden mi?
Birgün mutlaka bize lazım olacakta ondan. 
Bu günlükte bu kadar. 
Kalın Sağlıcakla. 
Necmettin Çuhadaroğlu