Develi'de Kültür Ve Turizm

Develi'de Kültür Ve Turizm
12 Haziran 2023 - 13:19
DEVELİDE KÜLTÜR VE TURİZM
Develi’nin Tarihi ve turistik değerleri çalışmaları kapsamında  turizmden gelir elde edebilmesi için turistleri yöreye çekecek turistik yatırımlara ihtiyaç bulunmaktadır. 
    Develi’nin sınırlarındaki Erciyes Kayak Merkezi ve çok yakın olan Kapadokya bölgesindeki turizm hareketlerinden Develimiz yeterince faydalanmalıdır.
Tarih, Gastronomi, Kültür ve Turizm  açısından da önemli bir yere sahip olan Develi İlçemizde bulunan değerlerden çiftlik turizmi, kuş gözlemciliği, yayla turizmi, foto safari vb. projeler de ilçemizin  gelişmesine de katkı sağlayabilir.

DEVELİDE “HİTİT KAYA OYMA KENTİ”  “ÖKSÜT GALASI”
Develi İlçemizin en eski yerleşim yerlerinden olan Öksüt köyü güneyinde bulunan Hitit dönemi Gökdelenleri yerine geçen, Hititlere ait çok katlı dağ kenti bulunmaktadır.Sümela manastırı benzeri bir yapıya sahiptir.

ÇAYIRÖZÜ İKİTEPE: Develi-Kayseri Karayolu üzerinde yer alan Çayırözü Köyü’nün 700m. güneydoğusunda, Develi-Kayseri Karayolu’nun 500m. doğusunda yer alır . Höyük 170m. çapında ve 20m. yüksekliğindedir. Tepeden ve yamaçlardan toplanan seramikler ETÇ ve Koloni Çağı seramikleri dışında M.Ö.II.binin diğer dönemleri ile Demir devrini yansıtmaktadır. Bunların dışında antropomorfik bir kutsal ocak ayağı, PT ağırşak, obsidyen ve sileks alet ile parçaları, etekteki yapı ve çevresinden de yine ATKÇ malzemesi ile az sayıda geç dönem seramiği tespit edilmiştir.  KAZI PROJESİ YAPILABİLİR

DEVELİ YENİ KÖY TERECE DERESİNDEKİ KAYA MEZARLARI 
Orta toroslar bölgesinde bulunan  Yeni Köy Terece Deresi İçerisinde Mermer dağ kütlesi içinde İki adet kaya mezarı bulunmaktadır. İon düzeninde iki sütun ve alınlığı bulunan mezar taşları mermer kütle içerisine yapılırken mezar içerisinde sedir tipi sade mekanlar bulunmaktadır . Mezarın dış cephesine mezar sahibinin özelliklerini yansıtan kabartmalar bulunmaktadır .

FRAKTIN HİTİT  KAYA ANITI DUNYADA 3.HATTUSILININ EŞI PUDUHEPA ADINA YAPILMIS TEK KAYA ANITI 
Hitit Kralı 3.Hattuşilinin eşi Büyük Kraliçe Puduhepa, kadın haklarını zorlayarak, askerlik dışında günlük hayatın her alanında söz sahibi olmuş. Eşiyle birlikte veya bağımsız olarak törenlere katılmış, tapınaklara gitmiş, ülkelerin krallarıyla mektuplaşmış bir kadın yöneticidir.
     “Yaklaşık 3 bin 300 yıl önce Çukurova bölgesinde yaşayan ve döneminde, hukuk, siyasi ve sosyal konularda önemli çalışmalar yaptığı belirtilen Hitit Kralı 3’üncü Hattuşil’in eşi olan Kraliçe Puduhepa, eski adı ‘Kizzuwatna’ olan Adana’da yaşayan rahip Kummanni’nin kızı olarak bilinmektedir. Puduhepa’nın ülkesindeki toplumsal olaylara yaklaşımı, kadın erkek eşitliğindeki çabaları ve ülkelerarası barışın korunması konusunda aktif rol aldı.
 Puduhepa’nın, Hitit Kralı 3’üncü Hattuşil ile evlendikten 16 yıl sonra yapılan Kadeş Antlaşması’na, eşiyle birlikte aynı yetkide mühür basmış olması Puduhepa’ya hem bir devlet anlaşmasına mühür basan ilk kadın olma özelliğini vermiştir Puduhepa, MÖ 13. yüzyılda yaşamış Hitit hükümdarı III. Hattuşili’nin karısı ve Hitit İmparatorluğu’nun kraliçesidir.”
Münih Üniversitesi Asuroloji ve Hititoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ünal, Hitit Kraliçesi Puduhepa” ile ilgili açıklaması:Pentibşarri adlı bir papazın kızı olan Kraliçe Puduhepa’nın, anaerkil bir yapıya sahip Hurri kökenli olduğunu Puduhepa’nın M.Ö. 1260 yılında Hitit Kralı 3. Hattuşili ile evlenerek Hitit sarayına gelin olduğunu  kaya resimlerinde Puduhepa’nın görüntüsüne yer verildiğini belirtmektedir.
3 bin 300 yıl önce yaşayan Puduhepa’ bir kadın yönetici olup yıllarca hüküm sürdüğü ve anaerkil bir kültüre sahip Lavazantia kentinde doğup büyüdüğü ifade  edilmektedir.

ZİLE KASABASI YÖRESEL KIYAFETLERİNDEN ZİLE KAFTAN ENTARİ
Zile Kaftan Entari, sadece özel günlerde, düğün ve nişanlarda giymektedirler. 
Kaftan Entarinin bölümleri :Baş süsünü oluşturan objeler: Fes, Gümüş Tepelik, yazma-yemeni, ponponlar vb., iç giyimi oluşturan kıyafetler, pamuklu, çizgili kumaşlardan yapılan göynekler, kollu üç etek, kolsuz üç etek (kutnu kumaştan üç eteğin etek kısmı elde edilmiştir), kaftan, salta  (işlemeli elbise), önlük (kadife kumaştan yapılır, kaftanın yapıldığı kumaştan önlüklerin kenarına şerit geçirilir, önlükler pullar ve diş şeklinde taş ile süslenir. Diş şeklindeki taş nazar değmemesi için kullanılır, önlük; kıyafetlerin açılmamasını, kişiyi sıcak tutmayı sağlar), kuşak bağı (sekiz ip, ya da dört ip ile örülerek yapılır), çarık, beş şiş ile örülen çoraplar vb. Bu kıyafetleri oluşturan kısımları ve ne amaçla kullanıldığının detaylıca araştırılması, bu kıyafetlerin elde edildiği kumaş özelliklerinin araştırılması, bu kumaşlarda kullanılan renk, motif ve desen özelliklerinin ortaya konulması, bu kıyafetleri tamamlayan takı, aksesuar, çorap, çarık vb. araştırılması yörenin giyim kuşam kültürünün anlaşılması açısından gerekli ve önemlidir.
Kaftan entari üretim atölyeleri ve satış mağazasıyla yeni iş imkânları sağlanabilir. Patenti alınarak Markalaşabilir.

ZİLE BEBEKLERİ SİMGE OLABİLİR
Develi ilçesine ait geleneksel “Zile bebeklerinin” üretim- tanıtım  ve pazarlanması yönelik eğitim faaliyetleri gerçekleştirilebilir. Yöre insanına üretim atölyeleri ve satış mağazasıyla yeni iş imkânları sağlanabilir. Patenti alınarak Markalaşabilir.

DEVELİDEKİ ANADOLU'NUN PİRAMİTLERİNDEN “ ZİLE/TOMBAK ÇECİ”
Develi Dağlarındaki Geminin burnu olarak bilinen Altındağı tepesinde, iç Anadolu’nun en büyük tümülüsü, Anadolu Piramidi olarak bilinen  “Çec” Tombak Tümülüsü, 35 metre yüksekliğe ve 3000 metre çevre genişliğine sahiptir.
Tombak Çeci olarak da  bilinen  Tümülüs, yığma katmanlardan oluşur. Katmanların her biri yapısal birer sanat icra etmektedir. Kum tabakası, kayrak tabakası, toplama taş tabakası, toprak tabakası ile ayrı bir yapı sanatını günümüze kadar taşımıştır.
'Anadolu'nun piramitleri' olarak gösterilen çec’in Anadolu’da yaşamış uygarlıklardan  Hititler  veya daha eski dönemlere ait kraliyet ailesi üyeleri ile soylularının defnedildiği Tümülüslerden olma ihtimali yüksek olup dünyanın en önemli mezar alanları arasında yer alabilir. Anadolu Piramitlerinden Tombak tümülüsü halk arasında Çec olarak biliniyor .
TOMBAK KALESİ VE KAYA YERLEŞMELERİ

GEREME HARABELERİ
ERCİYES DAĞI GÜNEYİNDE SAKLI ŞEHİR, GEREME              
Gereme; Develi’nin kuzeyindeki Erciyes (Argaios ) Dağı arasında kalan dik vadide kurulmuştur. Doğuda  Kalkanlı Tepe, kuzeydoğuda Kilise Dağı (Zeyrek Tepesi), kuzeyde en üstte Şapkalı Kartın Tepe ve hemen altında Gök Tepe, batıda Yassı Kartın Tepe ve Karaçıklı Tepe, güneybatıda  Kızıltepe, güneyde ise Kızıl Yazı Toprağı adı verilen düzlük, Gereme’nin konumlandığı eğimli arazinin doğal sınırlarını oluşturur. 
Gereme (Korama/Gedeme ) Şehri:  Erciyes dağının Güney yamacında olup  Şehrin etrafındaki dik yamaçlardaki Volkanik tüflerin sürüklenmesi 1932 ve 1942 yıllarında görülen depremler, sel  ve bazı doğal etkenler neticesinde şehirdeki mabetlerden bir çoğu ve Sivil Mimarinin tamamı topraklar altında kalmış olup, bazı yüksek evlerin ve kiliselerin bazı üst kısımları halen ayaktadır.
2005  yılında; Develi Belediyesi, Kayseri İl Özel İdare Müdürlüğü ve İŞKUR tarafından yürütülen AB destekli Küllerdeki Ekmek Projesi kapsamında, Gereme Harabelerinde Erciyes Üniversitesi Edebiyat  Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü  Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Nilay Çorağan sorumluluğunda 50 personelle Arkeolojik kazı çalışmaları yapıldı.
Ayrıca Gereme’nin eteklerine yaslandığı Kartın Tepesi’ndeki kayalıklar içerisine oyulmuş sığınak olarak kullanılan Mağaralar da bulunmaktadır. Bu nedenlerle  Gereme Harabeleri inanç turizmi bakımından önemlidir.
Gereme Harabeleri Kazı,  Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyon Projesi
Gereme’deki Panagia (Mikhael), Dağ Kiliseleri, Bazilika, Hamam ve Roma Mezarının rölöve çizimleri ile birlikte, restitüsyon ve restorasyon çalışmalarını gerçekleştirerek, yapıları ayağa kaldırmak ve turizme kazandırılabilir.
Gereme’deki geç Roma, erken Bizans dönemine ait bu önemli harabeler doğal ve insan eli ile yapılan tahribatlar nedeniyle yavaş yavaş yok olmak üzeredir. 
Gereme’deki özellikle Konstantin dönemine ait erken Bizans dönemine ait yapı kalıntıları ve yerleşim, bu dönemde Hıristiyanlığın gelişimi açısından oldukça önemlidir. Turizm ürünü olma potansiyeline sahip Gereme’den bugüne kadar yeterince yararlanılmamıştır. Gereme, Kayseri ve çevresi dâhil olmak üzere örneğine rastlanmayan tarihi bir yerleşim olması açısından çok önemlidir. 
Kaynaklarda Konstantin’in Argaios (Erciyes) Dağı yamaçlarında “Macellum” adında bir imparatorluk çiftliği ve sarayı olduğu söylenmektedir. Dolayısıyla bu sarayın Gereme’de olması ihtimali yerleşimin önemini artırmaktadır. Bu yerleşimdeki yapıların tekrar hayat bulması ile yabancı turistlerin çok önemli bir hacılık merkezi olan bu yöreyi ziyaret etmesi sağlanacaktır.
Kayseri’de Kapadokya’daki kaya yerleşimleri dışında, dini ve sivil duvar yapılarını toplu olarak içeren Geç Roma ve Erken Bizans dönemine ait yerleşimlerin çoğu yok olmuştur. Dolayısıyla Gereme yerleşimi, kısmen de olsa korunabilmiş yapılarıyla bölgedeki tek yerleşim örneği olması açısından önem taşımaktadır.   
GEREME ROMA YOLU 

ŞAHMELİK VADİSİ
ŞAHMELİK VADİSİNDE KRAL YOLU 
Yüzlerce yıl önceki tekniklerle kaya kütleleri oyularak yapılan tarihi  Yol mutlaka ama mutlaka görülmeyi değer. aynı zamanda zamanında da çevreci bir anlayışla yapılan yolun başına varıncaya kadar  fark edilemiyor olması da kral yolu ve Yontma taş aletlerle oyulan mağaranın özellikle çıkış merdiveni ve taş işçiliğinde kullanılan izler ayrı bir değer katıyor.
Şahmelik Vadisinde  Hitit-Roma-Bizans- Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait; Kale- Tarihi Yollar, Oyma Mağaralar, Sarnıçlar, Taş Oyma Ambarlar, Kuş Evler, yer altı Şehri, asmalı mağaraları, nekrapol alanı, sulu in 
peri bacaları ve kale alanı dahil  kayalık yerleşim alanların tamamının görülebileceği saklı kalmış bir Vadi ile beraber Osmanlı dönemi bezemeleri ile süslenmiş tarihi mezarlar
Şahmelik Yeraltı Şehri Kayseri ve Kapadokya bölgesinde bulunan yeraltı şehirleri ile bazı yönlerden benzer özellikler gösterir. Gazi, Öksüt ve Çomaklı Yeraltı Şehirlerine ise benzer özelliklerdedir.

SARIKAYA KIPIZ KANYONU 
Kıpız Kanyonu Develi ilçe merkezine 49 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Develi ilçesinin Küçükkünye, Sarıkaya ve Çataloluk mahallelerinin sınırları içinde bulunmaktadır. Küçükkünye Mahallesine bağlı Avlağa Mezrası Kanyonun batısında yer almaktadır. Adana’nın Saimbeyli İlçesi kanyonun güney sınırını oluşturmaktadır.
Tahtalı Dağları üzerinde bulunan Kıpız Kanyonunun uzunluğu yaklaşık 16 kilometre, en geniş yeri yaklaşık 2.600 metre olup, yüzölçümü 2.223 hektardır. Kanyonun %48’i (1.073 hektar) orman arazilerinden oluşmaktadır. Kanyonun en yüksek yeri 2.409 metre, en alçak yeri ise 1.410 metredir.
Kanyon iki ana vadiden oluşmaktadır. Bunlar İkizin Deresi Vadisi ve Erikli Deresi Vadisidir. İkizin Deresi Vadisi yaklaşık 7 kilometre, Erikli Deresi Vadisi ise yaklaşık 9 kilometredir. Vadinin tabanında yer alan İkizin Deresi yaz-kış akmakta, özellikle bahar aylarında oldukça yüksek debiye ulaşmaktadır.
Erikli Deresi ise yaz aylarında zaman zaman kurumaktadır.
Kanyonun tabanından çıkan Koca Pınar, Balıklı Pınar ve irili ufaklı birçok pınar lezzetli memba suyu niteliğindedir. Kanyonun aşağı kesimindeki derin kaya oluşumlarının arasında yer alan ve neredeyse hiç güneş ışığı görmeyen Kara Göl ilgi çekici bir yerdir.

* ÇOMAKLI YER ALTI ŞEHRİ 
Çomaklı Köyü  Doğusunda Eski bir yerleşim Merkezini ortasında bulunan dağ yamacının güney kısmından giriş kapısı bulunan ve şu anda giriş kapısı kapanmak üzere olan bir yer altı şehri bulunmaktadır.
1980 yılı sonrasında köy Muhtarı aracılığı ile Valiliğe bildirilip Kayseri Valiliği incelemek amacı ile ışıklandırma yaptırılır ve daha sonra bu çekilen tesisatın tamamı tahribata uğrar.
Yontma taş devrine ait yongalama tekniği ile oyulmuş bazı yerlerde havalanma deliklerde mevcuttur. Mağaranın içerisi kolay oyula bilen tüf katmanı olduğundan enine ve boyuna genişletilmiş daha çok güneyden başlayarak kuzeye doğru giden koridorları sağ ve sol tarafa ayrılan koridorlarla birbirine bağlanan oyma Mağaralar bazı yerlerde kilit taşları ile kapatılmıştır.
Mağara giriş ağzındaki kapı üstü lentosu mağaranın giriş ağzının ip ucunu vermektedir. İçerisindeki odacıkların büyüklüğü ve mağaranın uzunluğu İçerisindeki odacıkların büyüklüğü ve mağaranın uzunluğu tamamen bir yer altı şehri ve sığınaklarını ortaya çıkarmaktadır.
*HORASAN DERESİ KAYA YERLEŞKESİ: Çomaklı Köyü’nün yaklaşık 2 km güneydoğusunda yer alır. Alanda kayaya oyulmuş kaya oda mezarlar yer almaktadır. Köyde bulunan yer altı ve yerüstü  taş oyma yerleşkelerinden  ele edilen genel intiba,  ilk olarak Doğu Roma İmparatorlu zamanında yerleşim yeri olarak kullanıldığı şeklindedir.
TANTANA BÖLGESİ
 Horasan deresinin üstündeki yazı yurt vadisi yanında önceki dönemlerdeki yaşam merkezlerinin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan  su toplama yeri  TANTANA  Ve onun karşısındaki  küçük köy yer altı şehrinde  Çomaklı köyündeki görülmesi gereken yerlerdendir.
KAZANKAYA  BÖLGESİ
Kazankaya tepesinde kavaklıklar ilerisinde ağaçlandırma bölgesinde iki büyük kaya mevcut olup bölgeye hakim tepede olduğu için ilgi çekmektedir.

AYŞEPINAR ROMA DÖNEMİ KAYA MEZARLARI VE YERLEŞKE
 Roma  Nekropol Alanı Ağzı Güzeller  Bölgesi
Zamantı ırmağına bakan kayalıkların yamaçlarında yer alan Ayşepınar kaya oyma mekânları ve çevresi bölge için özel bir kültürel peyzaj alanı oluşturabilir. 
Ayşepınar Roma Mezarları bölgesinde yer alan mezar ve kalıntılar özellikle kültür turizmi açısından önem taşımaktadır. 

DEVELİ VE SELÇUKLU TARİHİNE  IŞIK TUTAN ÇATALOLUK KÖYÜ
    Çataloluk köyündeki 700 yıllık tescilli tarihi  karaağaç ve bağrına aldığı iki tamgalı mezar ile ön plana çıktı. Çataloluk köyünde 700 yıllık kara ağaç yanında Salur Boyu, Alka-Evli, Eymur, Bayındır, Kargın Boylarına ait tamgalı mezarları bulunuyor.
    ERÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Sağıroğlu Arslan,  incelenen mezar taşları arasında 700-800 yıllık mezar taşları bulunduğunu belirterek, ÇATALOLUK KÖYÜNDEKİ MEZARLARIN, AHLAT'TAN SONRA KAYDA DEĞER VE ÖNEM ARZ EDEN  Selçuklu dönemine ait bilgilerin Develi İlçesi Çataloluk Köyü mezarlığında olduğunu ve bu nedenle öneminin çok büyük olduğunu söyledi.
Kargınlar devlete ait madenlerin taşınmasından sorumluydu .Anadolu'da posta ve haberleşme görevini kargınlar yürütmüştür
Türklerin Anadolu’ya girişi 1071 den önce Eymürler ile başlamış.
Oğuz boylarında ok ve yay tamgası salur boyuna ait tamgadır. Kadı Burhaneddin Devleti Salur Boyuna mensuptur. Salur boyu:  “vardığı yerde kılıç ve çomağı ile iş görür”

SOYSALLI  BÜĞLEĞEN KÖY PAZARI VE MESİRE ALANI 
Sulak alan içinde gezinti yapmak ya da balık avlamak için kano, sandal gibi deniz araçlarının yanaşabileceği bir iskele tesis edilebilir.
*Soysallı Büğleyen suyunda lastikli turlar ile benekli kaplumbağaların yaşam merkezinin koruma altına alınabilir.
BENEKLİ KAPLUMBAĞA-SÜLÜK VE KURBAĞA  YAŞAM BÖLGESİ 
120 Yıl Yaşayan Benekli Kaplumbağalar(Emys orbicularis), Sultansazlığı Milli Parkının su kaynaklarından Soysallı sulak alanları ve özellikle çardakbaşı bölgesinde görülmekte olup korunmaya alınması  beklenmektedir.

SİNDELHÖYÜK SULTAN SAZLIĞI KUZEY GİRİŞİ VE SAFARİ ALANI
Devetepesi, çarıklı, yağızlı, Karapınar mezralarında kerpiç evler ve doğal yaşam 

YUKARI KÜNYE  AYI İNİ VE PERİLİ KARSTİK MAĞARALARI
Mağarada bulunan doğal karstik oluşumların görülebilmesi için mağara içerisinde gerekli düzenlemeleri yapmak ve mağaranın uygun zeminlerinde gezi parkuru ortaya çıkartılabilir.

HOMURLU ŞELALESİ MESİRE ALANI PROJESİ
Alanda 1 adet sosyal tesis inşa edilebilir

KALEKÖY METEOR KRATERİ 
Meteor çukurlarının bilimsel olarak nasıl ortaya çıktıkları, doğa ve gökbilim ile ilişkili olarak değerlendirilmesine dönük bir çalışma yapılabilir.

KIZIK ROMA DÖNEMİ HAVUZU 
Kızık Roma Dönemi Havuzu çevresini bir rekreasyon alanı olarak düzenlenebilir.

GAZİ YERALTI ŞEHRİ VE SU SARNICI  

BAHÇEBAŞI MAHALLESİ KAYA KİLİSESİ 

ZİLE MESİRE ALANI
Dolaşım alanlarını (yaya/bisiklet/araç yolları ve otopark alanı) düzenlemek,
Bir havuz ve çevresinde üstü açık bir toplanma alanı düzenlemek,
Çadır ve karavan kurulabilecek kamp alanları oluşturmak,
Çocuk oyun alanı tesis etmek,
ZİLE KASABASI SOKAK SAĞLIKLAŞTIRMA PROJESİ
Zile Kasabası’ndaki sokaklarda, günlük yaşam içerisinde insanların istek ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek, mekânsal tasarımları gerçekleştirmek,
ÖRNEK ZİLE EVİ 

GÖNÜL SULTANLARININ ŞEHRİ YUKARI DEVELİ 
*Dev Ali Namı İle Anılan Said Bin Sungur/ Şeyh Emîr Türbesi 
*Harezmli Mahmut Oğlu Seyyid İmadettin Muhammed  Türbesi
*Sivasi Hatun camisi
*Şeyhü'l-Abdal Seyyid Şerif Er-Rüfai Türbesi
*Eretnalılar Dönemi  Alp Erenleri ve  Gönül Erleri
*Şeyh Ümmî  Türbesi ve Vakfiyesi ve  Vakıflar, Medreseler,
*Beylikler Ve Selçuklular  Döneminde Osmanlı Dönemi  Bezemeli Mezarlar ve Türbeleri ile Yukarı Develide  buram buram tarih yaşıyor.

YUKARI DEVELİ BEZEMELİ MEZAR TAŞLARI AÇIK HAVA MÜZESİ
 Yukarı Develide  Uzunlu Mezarlığına Açık Hava Bezemeli mezar taşları Müzesi Olarak Düzenlenebilir.
Mezar taşları geçmişin tek tanıkları (birinci el kaynaklar), bir milletin varlığını kanıtlayan tapu senetleri niteliği taşıyan önemli kültür varlıklarıdır. 
Develi İlçemizde  tarihi mezarlıkların içerisinde 10. yy’dan 20.yy’a kadar geniş bir tarihi süreç içerisinde oluşturulmuş önemli bezemeleri ile dikkat çeken mezar taşları bulunmaktadır. Orta Asya Türklerinde görülen, bezemeli mezar taşı yapma geleneğinin    Develi ilçesi uzantısını incelemek, gün geçtikçe doğal şartlarla ve insan etkeniyle harap olan bu mezar taşlarını belgelemek ve koruma altına almak kuşkusuz bu projenin önemini ortaya koyan unsurlardır. 
Develi ilçesinin böyle önemli kültür varlıklarını koruyup gelecek kuşaklara aktarması ve bölgenin kültür turizmine kazandırması için projede önerilen açık hava müzesine ihtiyaç duyulmaktadır.


HAVADAN KÜLLİYESİ
1-EL-HAC İBRAHİM ZAVİYESİ 2- BAHADIR BAYRAM GAZİ ZAVİYESİ
Develi İlçesine bağlı Havadan Köyü; bir yandan Kapadokya ve Kayseri düzlüklerinin uzantısında, öte yandan Kilikya (Çukurova)’nın üst bölümlerini kaplayan dağların başladığı geçiş bölgesinde yer alır.
Kayseri Vakıflar Bölge Müdürlerinden  Mehmet Çayırdağ, Vakıfnamede geçen “Erik Ağacı Köyü”nün bugünkü Havadan Köyü olduğunu belirtmiştir. 
Bu Belgeden köyün, Fatih Sultan Mehmet II (1451-1481) devrinde mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, köyün ve külliyenin kuruluşu bu belgeden daha eski olmalıdır. Biri asıl türbede, diğerleri avlu-mescit ve mescit-tekke diye nitelendirdiğimiz yerlerde olmak üzere toplam üç adet mihraba yer verilmesi de, burasının zamanla daha çok ziyaretçi çekmesi üzerine nüfusunun geçici olarak kalabalıklaştığını ve zaviye-tekke konumunda köyün biraz uzağında türbe çevresinde gelişen bir külliye olarak günümüze ulaştığını göstermektedir.
Havadan Çevresi; Hitit, Frig, Yunan, Roma ve Bizanslılarca iskân yeri olarak seçilmiş ve etrafta bu medeniyetlere ait çeşitli kalıntılar bulunmaktadır. 1071 Malazgirt zaferinden sonra Anadoluya yerleşen Selçuklular döneminde de Develi ve çevresinin önemli bir iskân sahası olma özelliği devam etmiştir.
Havadan Köyü,  İç Anadolu ile Çukurova arasındaki kervan yolu güzergahında güvenli konaklama ve geçiş alanlarından biri olarak görülmektedir. 
1.KERVAN YOLU: Yahyalı’dan çıkan bir kervan Deniz ovası- Süleyman fakılı- Zamantı ırmağı köprü üstü mevkisinden, sekiağılı üzerinden Erik ağacı Köyü (Havadan) Kale Köyü -Yazıçam –Çam pınarı ve Gürümüze -Feke -Çukurova
2.KERVAN YOLU:  Fıraktın- Ayşepınar- Hoşca- Havadan –Yeniköy-Bahçecik ve Feke –Çukurova güzergahları da tarihi yollar olarak bilinmektedir.

AYVAZHACI KÖYÜNDE TAHTA KALE TARİHİ YERLEŞİMİ

TARİHİ KALELERDEN:
 BAKIRDAĞI KALESİ: 3 tarafı su ile çevrili Zamantı ırmağı kenarında bölgemizdeki en eski kale  olup harç kullanılmadan yapılan bir kale

 KULPAK KALESİ VE DİKEY MERDİVENLİ YERLEŞİM

DEVELİ ZENGİBAR KALESİ
           Plutorque ainsworth’ın  Roma’da vermiş olduğu konferanslarda İskenderin sonu gelmeyen savaşlar yaptığı Develi zengribar Kalesi olduğunu ve Kale planını da kendisi çizmiş olduğu J.M.Reineir Journey thorouqh asiaminoa armonia and koordiston  adlı eserin 109  sahifesinde  belirtilmektedir. .
      M.Ö. 546 da Pers kralı Darius tarafından Orta Anadolu Bölgesine Büyük Kapadokya ismi verilmiş olup  merkezi de Mazaka (Kayseri) dir. Mazakaya bağlı olan  ve o tarihlerde Gabadonya  ismi ile anılan Develi ;Tyna,Sbistra ve Nora harabeleri üzerine kurulmuş, Kızılırmak havzası –Hattuşa ile Mezepotamya ve Çukurovayı bağlayan kervan yollarının bulunduğu  hakim tepeye kurulmuş olan Develi Kalesi konum itibariyle Stratejik önemini her zaman korumuştur.
        Yunanlı ünlü araştırmacı yazar elitorqua Develi Zengibar kalesini  ziyaret etmiş ve yazmış olduğu  eserinde  de geniş yer vermiş olduğu bu kale 15.asrın sonlarına kadar ayaktadır. Daha sonraki yıllarda ağır tahribatlara uğramış olan şu anda sur ve burçlarının bazı bölümleri  ancak ayakta kalmıştır.


ŞIHLI HAMİDİYE MEDRESESİ
       Develi Şıhlı Mahallesinde II. Abdulhamid Han döneminde Kılınç Ali Hoca tarafından padişahın nakdi yardımıyla (166.000kuruş) 1893 yılında yapımı tamamlandığı tahmin edilmektedir. Bölge Medresesi olarak vasıflandırılan bu tarihi yapının dıştan dışa uzunluğu 50x40 metredir. Ortasında şadırvanlı havuzun bulunduğu ve üstü açık dikdörtgen bir avluyu dört yandan çevreleyen revakların gerisinde talebe odaları ve dershaneler bulunmaktadır. Ali Rıza Yalman Cenupta Türkmen Oymakları; adlı eserinde Medresenin 24 Öğrenci hücresi, bir dershanesi, bir mescidi olduğunu belirtmektedir. Kuzey taraftaki cümle kapısı diğer kısımlara göre daha yüksek yapılmış, kapı yuvarlak kemerlidir. Medrese kapısından üzerinde Müderris Odası olan tonozla örtülü hole geçilir. Medresenin kitabesinde bu günkü dilde şu ifade yer almaktadır; “Hükümdarların övüncü Hazreti Abdülhamid Han ki O, Allah’ın lütuflarının gölgesidir. O adaletiyle tanınmış padişah, halkın her sınıfı için, ilimlerin ve tenlerin vasıtalarını hazırladı. O yücelik sahibinin gayretleri sayesinde memleketin her yeri bir ilim yurdu şöhreti kazandı. Bu medreseyi de ilim adamları için bir adalet binası halinde yaptırdı. Medresenin yapıldığı tarih göklere çıktı.” Hicri 1309. Hamidiye Medresesi 1932 ve 1989 yılında onarılmıştır. Bir müddet ilköğretim okulu olarak kullanılmıştır. Medrese 2006 yılında Vakıflar genel müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. 
Hazırlayan Nezir Ötegen  

YORUMLAR

  • 0 Yorum